Basına ve Kamuoyuna,
Türkiye’nin seçime gittiği günlerde Hopa’da meydana gelen olaylarda, Hopa halkı gayet
demokratik bir şekilde derelerine, geleceğine ve halkın temel geçim kaynağı olan çayına
sahip çıkmak adına hiçbir kargaşaya mahal vermeyecek şekilde horon ve halaylarla tepkisini
dile getirmiştir.
Ne yazık ki AKP hükümeti, kendilerine ait olmayan hiçbir pankart ve bayrağı görmeye, kendi
ideolojileri dışındaki hiçbir ideolojiye tahammül edememiştir. Bu bayrak ve pankartlar, çevre
il ve ilçelerden getirilen yüzlerce emniyet gücü tarafından zorla toplatılmaya çalışılmıştır.
Bu durumu protesto eden Hopa halkına karşı orantısız güç kullanmış ve bu küçük ilçe
gaz bombardımanına tutularak yıllardır onurlu bir yaşam için mücadele eden Hopa halkı
sindirilmeye çalışılmıştır.
Yaşanan olaylar neticesinde devrimci ve demokrat kişiliğiyle tanıdığımız Metin Lokumcu
hocamız emniyet güçlerinin yoğun gaz bombardımanına ve darba maruz kalarak hayatını
kaybetmiştir. Bu üzücü olay karşısında ülkenin Başbakanı, yaşamını yitirmiş bir insanın
anısına saygı göstermeye bile tenezzül etmemiş ve “üzerinde pek de durulması gerekmeyen
bir olay” değerlendirmesi yaparak zalimce bir tavır takınmıştır.
Halen ülkenin her yerinde Hopa halkına sahip çıkmak isteyen partiler, sivil toplum
örgütleri ve sendikalara karşı yoğun baskı ve gözaltılar devam etmektedir. Hopa’da ise
12 Eylül cunta rejiminin izleri ne yazık ki hâlâ tüm ağırlığıyla sürmektedir. İnsanlar henüz
acısını ve şaşkınlığını üzerinden atamamışken hükümetin emrindeki emniyet güçleri
nokta operasyonlarıyla insanları evlerinden alıkoyarak gözaltına almış ve almaya devam
etmektedir.
Tüm bunlarla “İleri Demokrasi” yalanı bir kez daha gün ışığına çıkmıştır.
demokratikleşmesiyle ilgili mücadele veren bütün güçler baskı ve zulümlere uğramış
ve “eşkıya”lıkla suçlanmıştır.
Bizler bu ülkede derdini sanatla ifade etme yolunu seçmiş insanlar olarak, Hopa’da
süren baskı ve tehdit unsurunun ortadan kaldırılmasını, gözaltıların durdurulmasını,
günlerdir gözaltında tutulan onlarca insanın derhal serbest bırakılmasını ve gözaltında
bulananların “terör örgütü suçlaması”yla özel yetkili savcılarca yargılanmasının bir an önce
durdurulmasını talep ediyoruz.
Eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye temennisiyle!
- Belma Baş
- Belmin Söylemez
- Birol Akbaba
- C. Asl Filiz
- Dersu Yavuz Alt n
- Ersin Çelik
- Emre Yeksan
- Feridun Koç
- Hakk Kurtuluş
- Haşmet Topaloğlu
- Hüseyin Karabey
- İnan Temelkuran
- İlksen Başar r
- Mehmet Ery lmaz
- Melik Saraçoğlu
- Murat Düzgünoğlu
- Murat Akagündüz
- Nadir Öperli
- Onur Saylak
- Orhan Eskiköy
- Özcan Alper
- Önder Çakar
- Pelin Esmer
- Serkan Acar
- Selim Evci
- Seren Yüce
- Seyfi Teoman
- Seyhan Kaya
- Sevilay Demirci
- Soner Alper
- Tolga Esmer
- Tülin Özen
-Yamaç Okur
No comments:
Post a Comment