Gerçek nasıl söylenir?

Gerçekleri söyle!
Ama bunu nasıl yapacağını bilerek... Yoksa elindeki gerçeklerden hiçbirşey olmaz...

"Gerçekleri söyleme metodu"
Biraz bunun üstüne çalışsak mı?

----

Gerçekler nasıl bir tokat gibi suratımıza iner?
Gerçekler nasıl içimizi sıkar?
Gerçekler nasıl ağdalanır?
Gerçekler nasıl sürreal olur?
Gerçekler nasıl yalan olur?
Gerçekler ne zaman kullanılmaz hale gelir?
Gerçekler nasıl tanınmaz hale gelir?
Gerçekleri söylemenin önündeki engel nedir?
Gerçeklerden neden kaçılır?
Gerçekler hangi durumlarda söylenemez?
Gerçeklerin söylenmesi hangi durumlarda ters teper?
Gerçeklerin söylenmesi hangi durumlarda işe yarar?
Gerçeklerin söylenmesi hangi durumlarda rahatsızlık verir?
Gerçeklerin söylenmesi hangi durumlarda ümit verir?
Gerçeklerin söylenmesi için sanat gereklimidir? ( özellikle edebiyat)

Gerçekler neden söylenemez?
Gerçekler neden söylenir?

?

evet metodolojiyi belki böyle kurarız.

Gerçek nasıl söylenir?
Nasıl söylenmelidir?
Nasıl söylenmemelidir?

----

Bunu elbirliğiyle çözersek gerçekten iletişim kurmamız mümkün olabilir(mi?)

3 comments:

borgakanturk said...

gercek kelimesi nedense beni huzursuz ediyor.
gercek kilinmasi icin gereken bunca sey yasanilan seyi mesrulastirip
net bir hale getirirse sonuclar cok mutlak olmaz mi?
bu da ne kadar HD ne kadar keskin ne kadar huzursuz edici olacak kanaatindeyim,
gercek, umudu-dusunceyi, gerceklestirilmemis, gidip-gelen hissiyatlari öldürür, katleder kanaatindeyim.
anlayan anlasin, iletisim, bir ilesim user manualine ihtiyac duyacaksa, sanat hayati bu kadar enformatik netlige gomulecekse...

hala gercek kelimesinden ve netliginden endise duyuyorum.

Anonymous said...

telepati var, aborjin olmak var ama virjinyayız ki. usumuz bakire daha. algılmadık mı kendisinden ötesini? radyo frekansına çevirsek gerçek hazretlerini veyahut herkes personel sözlüğünü bassa ya da kod aktarımı ustan usa. usandım vallahi.

ovul d said...

elmas sen yazmisken bugun de konusmusken ayri bir entry girmektense buraya yazayim. bir kere elinde sozlukle gelmis kisi, oraya sozlukle mudahaleye hazir gelmis kisidir, belli bir onyargisi suphesiz vardir.
brian ve claire ne dese o sozlugu yiyeceklerdi orada:) eglendiler de vaziyetten. zaten yapmak istedikleri (butun fikirlerine katilmasak da) tepki yaratmak, soru sordurmak. claire'le sonradan bu guncel sanat icindeki ulusalci+milliyetci+sol... kombinasyonlardan konustugumuzda, bir araya gelmeyecegini dusundugum tanimlari burada farkli yerlerde birarada gormekten saskinim, dedi. tabii belirtmek de yarar var sozu gecen aksiyonun mercii brian ve claire'in manhattan aktivistliginden cok bienal ve platform ve temsil ettikleri seylerdi, hepimiz farkindayiz. harekete gecme, kuresel kapitale karsi durus gelistirme, starsisteme aldanmama meselelerinde tartisma siga mi gitti yoksa yine sessiz kalmayi mi tercih etti grup dusunelim. bu tartismalara nereden baglaniyoruz nereden baglanamiyoruz ve neden, kendimize tatmin edici bir cevap alana kadar sormamiz gerekir. brian mesele sadece ve sadece guncel sanatla sinirlansa beni daraltirdi, burada yaratilan duruslari baska duruslarla nasil birlestiririz benim ilgimi bu cekiyor, diyor. kerelerce soylenen kisiel olan politiktir'e baglanmiyor mu mesele yine? o noktada en verimli sorular sivil toplum orgutunde calisan bir arkadasinkiydi, disaridan geldikleri icin vurucu ama yine disaridan geldikleri icin sisteme iliskin bir o kadar da naifti.
metodoloji a) b) c) d) uzerinden cevap verilecek bir durum degil. surec olarak tartisilmali.
sanat mecrasini kullanarak baska yerlere de yayilabilecek karsi bilgi nasil uretilir?

Search This Blog